ANKARA - Türkiye’yi “Yatırım yapılabilir ülke” olarak notlayan Moody’s, kısa bir süre önce Türkiye’nin 15 Temmuz darbe girişimi ile yaşadığı ekonomik olumsuzlukları atlattığını bildirmiş, Küresel Ülke Riskleri Birimi Kıdemli Müdürü Alastair Wilson, “Başarısız darbe girişiminin ekonomide yarattığı şok etkisi büyük ölçüde bertaraf edildi” demişti.
Ciddi değişim olmadığı halde Moody’s kısa süre sonra Türkiye’nin notunu “yatırım yapılamaz” seviyeye düşürdü. Bu durum, Moody’s’in siyasi değerlendirme yaptığı iddialarına yol açtı.
Küresel finans piyasalarının zorunlu olarak kullandığı ve bağlı olduğu bu üç büyük kuruluş, son 10 yıldır yapmış olduğu derecelendirmelerindeki tutarsızlıkları ve zamansızlıkları yüzünden birçok otorite ve yatırımcı tarafından tartışılır ve sorgulanır olmaya başladı. Kredi derecelendirme sektöründe faaliyet gösteren üç büyüklerin (S&P, Moody’s, Fitch) sadece piyasa yardımcısı ve düzenleyicisi olmaktan ziyade, bir takım siyasal ve politik amaçlara hizmet ettiği ile ilgili görüşlerin çoğalması, dikkatlerin bu kuruluşlara yönelmesini sağlarken ellerindeki bu gücün nasıl kullanıldığına dair soru işaretlerini artırdı.
BM, IMF, Dünya Bankası ve birçok ekonomik işbirliği konseyleri süper güçlerin kendi çıkarlarına uygun strateji ürettikleri unsurlar olarak biliniyor. ABD Merkezli tüm bu kuruluşların yanında bir de yine ABD menşeli UKDK’lar bulunuyor. ABD, bu UKDK’ların verdikleri notlar ile ülke veya şirketlere oluşan fon akımını da kontrol altına alabiliyor. Yani baskı altına alabiliyor.
Ancak üç büyüklerin önceden önlem alınmasını sağlayacak şekilde uyarı görevini yeterince yerine getirmediği gözleniyor. Örneğin bu kuruluşlar, Asya krizinde ülkelerin notlarını kriz öncesinde değil, kriz iyice derinleştikten sonra ani ve sert biçimde düşürdü. Temmuz 1997 ile Kasım 1998 arasında Endonezya, Güney Kore, Malezya ve Tayland’ın dereceleri 5 seviye birden düştü. Bu, yatırımcılar arasında panik doğurdu, krizi daha kötü hale getirdi. Bunun sonucunda notlar daha da düştü.
Brezilya ve Rusya Örnekleri
Son birkaç yıl öncesine kadar çok parlak bir döneme girmiş olan Brezilya ekonomisi küresel sahnede giderek güçlenen bir statü kazanmıştı. Ancak sonraki dönemde Brezilya ekonomisi resasyona girdi. Önceki Devlet Başkanı Luiz Inacio Lula döneminde ekonomi yüzde 60 oranında büyüme kaydetmiş, yaklaşık 40 milyon kişi yoksulluktan kurtulmayı başarmıştı.
Brezilya ekonomik sorunlarla boğuşurken Brezilya Devlet Başkanı Dilma Rousseff, 2014 seçimleri öncesinde bütçe rakamlarını olduğundan daha iyi göstermek ve seçim kampanyası döneminde Brezilya kamu petrol şirketi Petrobras’ın bağışlarından faydalanmakla suçlanmaya başladı. İşçi Partili ve radikal solcu Rousseff, yedi yıl boyunca Petrobas’ın yönetim kurulunda görevliydi. Rousseff, yolsuzluk yapmamış olsa bile yaşananlara göz yummakla suçlandı.
UKDK’ların manidar zamanlaması!
Brezilya’da çöken ekonomi ve Rousseff’e yönelik yolsuzluk iddiaları ile 300 kentte sokağa dökülen 3.5 milyondan fazla Brezilya vatandaşı, Rousseff’in istifası için gösteriler yapmaya başladı.
Tam bu dönemde kredi derecelendirme kuruluşu S&P ülke notunu “çöp” seviyesine düşürürken Fitch “yatırım yapılamaz” seviyesine indirdi. Moody's de Brezilya’nın not görünümünü “durağandan negatife” çekti.
Artan kamuoyu baskısı uluslararası not baskısı ile birleşince Brezilya Devlet Başkanı Dilma Rousseff için yolun sonu göründü. 31 Ağustos 2016 tarihinde, Brezilya Senatosunun oylamasıyla yolsuzluktan dolayı görevinden alındı. Brezilya Devlet Başkanı Dilma Rousseff azledildi ve Brezilya’da 13 yıldır süren İşçi Partisi iktidarı da son bulmuş oldu. Militan bir solcu olan Rousseff ABD karşıtı olarak tanınıyordu.
Kırım, Suriye Ve Düşürülen Kredi Notu
Enerji yataklarının güzergahı üzerinde bulunan Ukrayna’nın Rusya ile iyi ilişkiler kurması ABD ve Batı tarafından kabul edilemezdi. Rus donanma üssünun bulunduğu Kırım’ın elden çıkması da Rusya tarafından kabul edilemezdi.
ABD’nin kışkırtması ile Ukrayna-Rusya krizi başladı. Rus nüfusun çoğunlukta bulunduğu Kırım’da başgösteren çatışmalar, tehlikeli boyutlara ulaşınca ve Rusya ile iyi ilişkileri bulunan Ukrayna Devlet Başkanı Viktor Yanukoviç Rusya’ya sığınmak zorunda kalınca Kırım Özerk Cumhuriyeti Parlamentosu, Rusya’ya ilhak kararı aldı.
Bu gelişme üzerine ABD ve Avrupa Rusya’ya karşı ekonomik, askeri, teknolojik ambargo kararı aldı. ABD Başkanı Barack Obama, Kırım ile her türlü ihracat ve ithalatı yasaklayan kanun hükmünde bir kararname imzaladı. AB de Kırım ile her türlü ticareti yasakladı. Doğal olarak, düşen petrol fiyatlarının da etkisi ile birleşen ambargo Rus ekonomisini olumsuz etkiledi.
Derken Moody’s, Rusya’nın kredi notunu düşürdü, not görünümünü negatifte bıraktı. Moody’s’ten yapılan açıklamada, not indirimine en temel gerekçe olarak, petrol fiyatlarındaki ciddi düşüş ve döviz kuru şokunun ülkenin hali hazırda düşük olan orta vadeli büyüme beklentilerini daha da zayıflatması gösterildi. Son dönemdeki gelişmelerin Rusya ekonomisi üzerindeki etkilerinin geçici olmayacağını savunan Moody’s açıklamasında, negatif kredi görünümünün ülkenin finansal durumunu daha da kötüleştirecek potansiyel politik ve ekonomik şokları yansıttığını vurguladı.
Yarın: Dış Pazarlar Çeşitlendirilmeli
Celal ÇETİN
Yorum yazarak Anayurt Gazetesi Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Anayurt Gazetesi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Haber ajansları tarafından servis edilen tüm haberler Anayurt Gazetesi editörlerinin hiçbir editöryel müdahalesi olmadan, ajans kanallarından geldiği şekliyle yayınlanmaktadır. Sitemize ajanslar üzerinden aktarılan haberlerin hukuki muhatabı Anayurt Gazetesi değil haberi geçen ajanstır.
Şimdi oturum açın, her yorumda isim ve e.posta yazma zahmetinden kurtulun. Oturum açmak için bir hesabınız yoksa, oluşturmak için buraya tıklayın.
Yorum yazarak Anayurt Gazetesi Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Anayurt Gazetesi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Haber ajansları tarafından servis edilen tüm haberler Anayurt Gazetesi editörlerinin hiçbir editöryel müdahalesi olmadan, ajans kanallarından geldiği şekliyle yayınlanmaktadır. Sitemize ajanslar üzerinden aktarılan haberlerin hukuki muhatabı Anayurt Gazetesi değil haberi geçen ajanstır.