ANKARA (Anayurt) – CHP ve OHAL'e karşı olan sivil toplum kuruluşları, sendikalar ve sivil inisiyatiflerinin katılımıyla eş zamanlı olarak 81 ilde OHAL'e karşı ortak bildiri yapıldı.
CHP Genel Başkan Yardımcısı Veli Ağbaba, OHAL ile ilgili olarak “Ülkemiz on sekiz aydan bu yana OHAL rejimi ile yönetilmekte. 15 Temmuz’da gerçekleşen darbe girişimi ardından 20 Temmuz’da ilan edilen OHAL, milli iradeye, demokrasiye, insan haklarına ve özgürlüklere yönelik bir karşı darbe halini almıştır. “dedi.
Ağbaba iktidarın KHK’larla baskı rejimi kurduğunu iddia ederek, “İktidara gelirken OHAL’i kaldırma vaadiyle yola çıkanlar, bugün OHAL’den beslenen ve bir baskı rejimini KHK’lar eliyle kuran bir yapı haline gelmiştir.” şeklinde konuştu.
CHP Genel Başkan Yardımcısı Veli Ağbaba, OHAL ile ilgili düzenlediği basın toplantısında ayrıca, 15 Ocak Pazartesi günü saat 09.30'da başlayacak ve CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun da açılış konuşmalarını yapacağı OHAL'de Yeter Forumu'nun da programını kamuoyu ile paylaştı.
Ağbaba, mecliste düzenlediği basın toplantısında ülkemizin on sekiz aydır OHAL’le yönetildiğini ifade ederek, “Ülkemiz on sekiz aydan bu yana OHAL rejimi ile yönetilmektedir. 15 Temmuz 2016’da gerçekleşen hain darbe girişimi ardından 20 Temmuz’da ilan edilen OHAL, milli iradeye, demokrasiye, insan haklarına ve özgürlüklere yönelik bir karşı darbe halini almıştır. “dedi.
Ağbaba, “Darbe ve darbecilerle mücadele bahanesi ile başlayan OHAL, gelinen süreçte iktidar partisinin karşısında duran tüm muhalif kesimlere yönelik bir sindirme operasyonuna dönüşmüştür. AKP iktidarı ilk günden bu yana, darbecilerle mücadele değil, tek adam düzeninin karşısında demokrasiden yana olan kesimlerle mücadele etmektedir. Her geçen gün baskının sınırları genişlemekte ve sağcı solcu ayırmadan toplumun büyük bir kesimi terörist olarak suçlanmaktadır. Toplumda açılan çatlaklar genişletilerek derin çukurlar haline getirilmektedir.” diye konuştu.
Ağbaba iktidarın KHK’larla baskı rejimi kurduğunu iddia ederek, “İktidara gelirken OHAL’i kaldırma vaadiyle yola çıkanlar, bugün OHAL’den beslenen ve bir baskı rejimini KHK’lar eliyle kuran bir yapı haline gelmiştir. Demokrasiden hızla uzaklaşılırken, OHAL altında gidilen referandum da mühürsüz seçim olarak tarihe geçmiş, milli iradenin gaspı alenileşmiştir. Hükümetin baskıları tüm kurumları sarmıştır. Parlamenter demokrasiye karşı girişilen harekâtın usulsüzlükleri, Anayasayı yok sayan kararlarla sözde tescil edilmiştir. Türkiye’de Anayasa fiilen lağvedilmiş, hukuk askıya alınmıştır. Yemin ettikleri Anayasa’yı savunmak yerine cübbelerini iliklemeye çalışan kimi yüksek yargı mensupları ile birlikte, OHAL kanunsuzlukları adeta zor kullanılarak resmileştirilmiştir.” şeklinde konuştu.
Ağbaba, insan hakları ihlallerine dikkat çekerek, “12 Eylül askeri darbesinde bile görülmeyen hukuk dışılıklar, insan hakkı ihlalleri ve özgürlüklerin kısıtlanması bugün Türkiye’nin normali haline getirilmek istenmektedir. Yüz binlere ulaşan ihraç ve tutuklamalar dalgası, darbecilerle uzaktan yakından ilgisi olmayan yurttaşları da içine katmış, yargısız infazlarla dikta rejiminin muhalifleri cezalandırma aracı olarak kullanılmış ve kullanılmaya da devam etmektedir. İktidar partisinin FETÖ ile el ele vatanseverlere kumpas kurduğu yıllarda, bu terör örgütü ile mücadele eden ve bu yüzden cezalandırılan gazeteciler, siyasiler ve akademisyenler gibi yurttaşlara, bugün FETÖ yaftası vurulmaya çalışılmaktadır. “ dedi.
Türk İş Başkanlar Kurulu arabuluculuk sürecinden sonuç çıkmayınca, " Sendikamız sosyal diyalog kapısını açık bırakmak kaydıyla eylemlerine devam edecek. Önümüzdeki süreçte, işyerlerimizin bulunduğu kentlerde, meydanlarda kitlesel basın açıklamaları yapılacak. Bu eylemlerden sonuç alınamaması halinde, sürecin alınacak grev kararıyla devam edeceğini açıklayan Başkanlar Kurulumuz, üyelerinin hak ve çıkarlarını koruyacak, onlara insan onuruna yaraşır bir yaşam sunacak toplu iş sözleşmesini bir an önce masa başında bitirmek amacındadır" diyerek, 130 bin metal işçisiyle greve çıkabilecekleri konusunda işverenleri uyarmıştı.