Bir önceki bölümde maceralı hayatını yazdığımız Uzun Ahmet’in kardeşidir. Yusuf Kepekli'nin çocukluğu Bentderesi semtinde geçer. Ağabeylerinin ikisi de Bentderesi'nin insanıdır. Böyle olunca da Yusuf Kepekli'nin adı daha çocuk denecek yaşta olayların içinde geçmeye başlar. Gençlik yıllarında sarhoşluk, silahla yaralama, adam dövme, bıçakla yaralama, Mesken dokunulmazlığını ihlal gibi kabadayılık suçlarından birçok kereler tutuklanıp cezaevine düşer. Kepekli'nin yaralamak suçundan ilk tutuklandığı yıl 1954'tür. Yine kendisi gibi hayatı Bentderesi’nde geçen ve zamanla ünlü bir Kabadayı olan Piç Hüseyin Turan ise Yusuf Kepekli'nin canciğer arkadaşıdır. Yusuf Kepekli'nin özü sözü bir, kimse önünde eğilmeyen bükülmeyen, mert bir delikanlı olduğunu herkes bilir. O da ağabeyi Uzun Ahmet gibi bazen birden alevlenir ve hadise çıkarır. Asi ruhludur.
Yusuf Kepekli, 1973 Aralık ayında, ağabeyi Uzun Ahmet'in Deniz Pavyon'da bıçaklanarak öldürülmesinden sonra kendini büsbütün içkiye verir. Ağabeyinin öldürülmesinden bir süre sonra Bentderesi'nde Tabakhane sokakta iki katlı bir evi kiralar ve burasını Kumar Kulübü haline getirir. Burada günün her saatinde kumar oynanmaktadır. Kulübün adını da Esnaflar Kulübü koyarlar. Yusuf Kepekli'nin güvendiği bir yığın yürekli genç sabaha kadar Yusuf’un kulübünden ayrılmazlar ve Yusuf Kepekli'nin gözünün içine bakarlar. Yusuf Kepekli'nin oturduğu ev ise yine Bentderesi’ndedir. Burasını genellikle garsoniyer olarak kullanır. Eşinin ve çocuklarının oturdukları ev Dikmen'dedir. Yusuf Kepekli'nin en büyük özelliklerinden birisi de kazandığı parayı dostlarıyla birlikte yemesidir. Genellikle koyu renk elbise giyer ve bilhassa lacivert elbiselere bayılır. Silahını belinden eksik etmez. Esnaflar kulübündeki kumar masalarından elde ettiği paralar, eğlence yerlerinde barlarda, pavyonlarda harcanır. Bonkör insandır. Hizmetini gören garsonlara, şeflere iyi bahşiş verir Yusuf kepekli. Süleyman Demirel Hükümeti'ne silahlı kuvvetler tarafından verilen ve siyasi literatürde adı 12 Mart Muhtırası olan eylem sonucu Nihat Erim hükümeti kurulur ve güvenoyu alır almaz da 26 Nisan 1971 günü Türkiye’nin bazı bölgelerinde sıkıyönetim ilan edilir. Ankara Sıkıyönetim Komutanlığı hemen kolları sıvar. Başkent Ankara’nın huzurunu bozan sabıkalıları, bazı kabadayıları sıkıyönetim hudutları dışına çıkarır. Bunların Ankara’ya gelmeleri yasaktır. Yasaklılar arasında Yusuf Kepekli de vardır. Yusuf Kepekli'nin sürgün edildiği illerde yakın dostları olduğu için pek sıkıntı çekmez ama Kulübü kapatılmış, para muslukları tıkanmıştır. Yusuf Kepekli kaçak olarak Ankara’ya gelir ama polis yakalanıp yeniden Ankara hudutları dışına çıkarır. Sonunda bu yasaklamalar gevşer, Yusuf Kepekli'nin yasağı da kaldırılır ve Yusuf, Başkent Ankara’ya döner. Müracaatını yapar, Bentderesi'ndeki iki katlı kulübünü de açar. Ankara’nın tanınmış kabadayılarından olan ve hala hayatta bulunan Berber Hasan namıyla anılan Hasan Turan, (Piç Hüseyin’in ağabeyi) 1966 yılında Maltepe’deki Derya gazinosunda ünlü gazinocu Diyarbakırlı Mardinkapılı Mehmet’in (Mehmet Kasal) yeğeni Abdulkadir'i (Kado) tabancayla öldürür. Mesleği berberlik olduğu için yakınları tarafından Berber Hasan olarak ün yapan Hasan Turan, 18 yıla hüküm giyer. Bu cezasını çeşitli cezaevlerinde çekmektedir. 1973 yılında cezası da az kaldığı için Berber Hasan yetkili savcının izniyle Ankara’ya gelmekte, daha sonra da Cezaevine dönmektedir. Berber Hasan, Yusuf Kepekli'nin can ciğer arkadaşı olduğu için Hasan’ı hiç yalnız bırakmaz. Giderken de harçlığını cüzdanına koyar. Berber Hasan’ın kardeşi Piç Hüseyin de kendisi gibi cinayet suçundan cezaevinde yatmaktadır. Berber Hasan, 1973 yılında yine izinli olarak Ankara’ya gelir. Yusuf Kepekli de Esnaflar Kulübünde Berber Hasan'a yardım için bir açılış düzenlemek ister. 12 Ekim 1973 gecesi için Başkentin bütün ünlüleri, Esnaflar kulübüne davet edilir. Berber Hasan o geceki tüm hasılatı alacak ve ertesi sabah da cezaevine dönecektir. Esnaflar kulübüne davetli olarak gelenler arasında Ankara’nın ünlü kulüpçüleri Hulusi Çataloğlu, Ali Erbil, kardeşi Esat Ergil, Şehabettin Kınalı, Ünal Engez ve Çavdaroğlu da vardır. Bunların hepsi de Ankara’nın ünlü isimleridir. Saat 21'den itibaren Esnaflar kulübünde kumar başlar. Ankara delikanlıları arasında Ali Babi diye anılan Ali Ergil’in Yenidoğanda bir bitirimhanesi vardır. Ali babi mert bir insandır, arkadaş canlısıdır ve Berber Hasan’ın da yakın arkadaşıdır. O gece saat 12'ye doğru Ali Ergil, masadaki yanlış hareketinden dolayı genelev patronu Kör Fatma’nın oğluna sert çıkar. Bu hareketinde haklıdır. Kör Fatma’nın oğlu yanlış yapmıştır, kendisini uyarmak ister. Fakat her nedense biraz ilerde oturmakta olan Yusuf Kepekli, Ali Babi'sinin Kör Fatma’nın oğluna çıkışması karşısında tepki gösterir. Ali Ergil de bu tepkiye karşılık verince Yusuf ile Ali Ergin arasında ağız münakaşası çıkar. Münakaşa kavgaya dönüşmeden oradaki diğer kulüpçüler tarafından yatıştırılır ve oyun yeniden başlar. Yusuf’un sinirleri bozuk olduğu için bir yakın arkadaşı Yusuf’un yanına gelir: -Yusuf senin sinirlerin bozuk. Dün gece de hiç uyumadığın için gerginsin. Haydi söyle bin otomobiline bir dolaş gel, açılırsın. Yusuf arkadaşının bu sözüne uyar ve kulübün önünde beklemekte olan 1965 model beyaz renkli Chevrolet marka otomobiline biner ve şoförüne Karadeniz pavyonuna gideceğim, der. Karadeniz pavyonu o yıllarda Sümer sokaktadır ve Laz Hasan tarafından çalıştırılmaktadır. Yusuf oraya gider. Yusuf'a masa hazırlarlar. Ama kafası bozuktur. Bunda uykusuzluğun da çok büyük etkisi vardır. Bir gece önce Berber Hasan ile birlikte gitmedikleri, gezmedikleri yer kalmamıştır. Yusuf, Karadeniz pavyonunda epeyce rakı içer. Zaman bir hayli ilerlemiştir. Saat 2 sıralarında Karadeniz pavyonundan çıkan Yusuf Kepekli, yeniden Bentderesi'ne kulübüne gider. Zaten münakaşadan sonra oyunlar dağılmıştır. İçerde beş on kişi vardır. Yusuf Kepekli yukarıya çıkmaz ve kulübün önünde beklemeye başlar. Yukarıdan ilk önce Ali Ergil iner. Ali Babi, Yusuf ile yeniden münakaşaya başlarlar. İçkinin tesiriyle Yusuf en yakın arkadaşı Ali Babi'ye küfür edince, silahlar çekilir. Bu olayı, yukarıdaki açık pencereden izlemekte olan Esat, atik davranarak Yusuf’un ateş etmesine fırsat vermeden yukarıdan tabanca ile ateş eder ve Yusuf cansız yere yığılır. Görgü tanıklarının anlattığına göre Yusuf Kepekli'nin en yakın arkadaşı ve fedaisi İskenderunlu Mehmet (Mehmet Nuri Metin) namıyla anılan şahıs da tabancasını ateşleyerek Ali Ergil’i öldürür. iskenderunlu Mehmet’in o sırada cezaevi firarisi olduğu biliniyor. Öldürür ve olay yerinden kaçar. Olay duyulur duyulmaz 2.Şube cinayet masası Şefi Oğuz Özalp ve memurları esnaflar kulübüne gelirler ve yerde yatan iki ölü ile karşılaşırlar. Kulüpte o esnada görgü tanığı olarak Ali Ergil’in amca çocukları ile kulüpçü Hulusi Çataloğlu vardır. Cinayet masası şefi Oğuz Özalp (şimdi Emniyet Müdürü) olay nasıl oldu deyince, bunlar hep bir ağızdan sözleşmiş gibi Yusuf aşağıda pusu kurmuş, Ali babi paydosta aşağıya inince aralarında silahlı çatışma çıktı. Birbirlerini öldürdüler. Biz de silah seslerine pencereden bakınca, ikisinin de yerde yattığını gördük, derler. Tecrübeli Polis Oğuz Özalp'in ve ikinci Şube Müdürü Kamil Özdilek'in, bu beyanlara akılları yatmaz. Bunların hepsi toplanarak şubeye getirilir, ifadeler alınır, hemen hemen hepsinde birbirlerini öldürdüler diye beyanda bulunur. İşin garibi Yusuf Kepekli'ye yukarı pencereden silahla ateş eden Esat Ergil ile Hüseyin Ergil (Deli Hüseyin) de aynı şekilde beyanda bulunurlar. 2. şube müdürü Kamil Özdilek (Pepe Kamil) ile cinayet masası şefi Oğuz Özalp ertesi günü cinayetin işlendiği gece kulüpte bulunanları şubeye toplarlar ve doğruyu söylemelerini isterler. Kimisi Biz erken gittik görmedik, der. Kimisi biz yokken olay olmuş, der. Bunlardan da bir netice çıkmaz. Bunun üzerine Kamil Özdilek bunların hepsini serbest bırakır bırakır Ama cinayet masası şefi cin gibi Polis Oğuz Özen ile birlikte gizli istihbarat başlarlar bir sonraki gün Yusuf kepekli ile Ali Erbil’in cenazeleri ayrı ayrı camilerde kaldırılır. Elin ağzı çuval değil ya cenazelerin kaldırılmasından sonra hemen söylentiler başlar Bu söylentiler polisinde kulağına gelir Şube Müdürü Kamil Özdilek işi oluruna bırakmış görünür ama bir taraftanda söylentileri değerlendirir. Birkaç gün sonra Yusuf Kepekli’nin en yakın arkadaşlarından Cebeci’de Kumar Kulübü bulunan ve varlıklı bir ailenin evladı olan Hulusi Çataloğlu baklayı ağzından çıkarır. Cinayet masası şefi Oğuz Özalp'e telefon eder: - Baş komiserim, Ben kaç gecedir uyku uyuyamıyorum. Vicdan azabı çekiyorum. Ben olayı görmedim diye ifade verdim ama olay sırasında oradaydım. Yusuf Kepekli yukarı pencereden Hüseyin Ergül ile Esad Erbil birlikte ateş ederek öldürdüler. Ali Erbil’in İskenderunlu Mehmet öldürdü diye beyanında bulunur. Hulusi Çataloğlu’nun bu ifadesi üzerine hemen ekipler faaliyete geçer. Hüseyin Ergin Esat Ergin yakalanarak şubeye getirilir. Bu arada olayın en önemli tanıklarından Çavdaroğlu namıyla anılan kişi de yakalanır. Yeniden başlatılan ve bir hafta süren soruşturma sonunda Hüseyin ve Esat suçlarını kabul eder ve kendilerini ele verdiği için kulüp Hulusi Çataloğlu’na ağza alınmayan küfürlerle ölümle tehdit ederler. Hazırlanan fezleke ile birlikte savcılığa sevk edilen sanıklar mahkemece tutuklanır. Ben de bunların tutuklandıkları gün Ankara Adliyesi’ne giderek olayı izledim. Adliye koridorunda Hulusi Çataloğlu beni görünce yanıma geldi ve şunları söyledi: -"Vicdanım var Halil Ağabey. Vallahi kaç gecedir gözüme uyku girmiyor. Kim suç işlediyse cezasını çeksin. Bir de bana doğruyu söylediğim için küfür ediyorlar, ölümle tehdit ediyorlar." Bunları bana söyleyen Hulusi Çataloğlu da olaydan iki ay sonra Maltepe’deki Harem pavyonda, hasmı Kayserili Piç Ahmet ile giriştiği silahlı çatışma sırasında öldürüldü. BİTTİ
Yorum yazarak Anayurt Gazetesi Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Anayurt Gazetesi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Haber ajansları tarafından servis edilen tüm haberler Anayurt Gazetesi editörlerinin hiçbir editöryel müdahalesi olmadan, ajans kanallarından geldiği şekliyle yayınlanmaktadır. Sitemize ajanslar üzerinden aktarılan haberlerin hukuki muhatabı Anayurt Gazetesi değil haberi geçen ajanstır.
Şimdi oturum açın, her yorumda isim ve e.posta yazma zahmetinden kurtulun. Oturum açmak için bir hesabınız yoksa, oluşturmak için buraya tıklayın.
Yorum yazarak Anayurt Gazetesi Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Anayurt Gazetesi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Haber ajansları tarafından servis edilen tüm haberler Anayurt Gazetesi editörlerinin hiçbir editöryel müdahalesi olmadan, ajans kanallarından geldiği şekliyle yayınlanmaktadır. Sitemize ajanslar üzerinden aktarılan haberlerin hukuki muhatabı Anayurt Gazetesi değil haberi geçen ajanstır.