Öncelikle Kazakistan’ın bağımsızlık günü kutlu olsun. Tam 26 yıl geçti.
Kazakistan’la ilgili ne söylenebilir? Bu genç, ama oldukça da iddialı bir cumhuriyettir, son yıllarda her geçen gün daha sıkça ve daha ses getirecek bir biçimde dünya sahnesinde kendinden söz ettiren Post-Sovyet ülkelerinden biridir. Özgün girişimler, anlaşmazlıkların barış yoluyla çözümlenmesi, bölgelerarası entegrasyon, uluslararası kuruluşların çalışmalarına etkili bir biçimde iştirak edilmesi, çevrenin korunması gibi bu ülkenin kendini gösterdiği ve ün kazandığı başlıklar hiç de listenin tamamı değildir.
Galiba, daha gelişim yıllarında ülkede ilan edilen nükleer silahsızlanma politikasından başlamak gerekir. Sovyetler Birliği’nin dağılmasından sonra büyüklüğüne göre dünyada dördüncü yeri tutan nükleer silahlar ülkeye miras kalmıştır. Daha sonra ülkenin başına geçen Cumhurbaşkanı N.NAZARBAYEV anlaşılması zor bir adım atmıştır. O, Kazakistan arazisindeki Semipalatinsk’teki (Semey) nükleer poligonu kapatmıştır. Bunun ardından ülke Lizbon Protokolü’nü imzaladı, silahların azaltılması gerçekleştirildi, daha sonra ise Kazakistan Nükleer Silahların Yayılmasının Önlenmesi Antlaşması’na taraf oldu.
Bağımsızlıktan sonra ki adımlardan biri de başkentin ülkenin güneyinden kuzeyine taşınmasıdır. Üstelik bu süreç ülkenin henüz ciddi bir kriz halinde bulunduğu yıllarda başlatılmıştır. Şu an için yeni başkent Astana’dır. Astana, gelişmiş altyapıya ve özgün mimari tasarıma sahip son derece modern bir kenttir.. Geçen yaz bu kentte düzenlenen EXPO-2017 fuarını gezen birkaç milyon ziyaretçi Astana’yı yakından görmüşlerdir.
Post-Sovyet ülkeleri arasında Kazakistan entegrasyon süreçlerinin öncüsü ve tahrik motoru olmuştur.. 90’lı yılların sonundan itibaren ülke, kendi jeopolitik konumunu başarılı bir biçimde kullanarak sırasıyla devletlerarası istikrarlı ekonomik, politik ve askeri ilişkilerin kurulmasına çalışmıştır. Kazakistan, Ortak Güvenlik Anlaşması Örgütü ve Şanghay İşbirliği Örgütü’nün kurulmasına etkin bir biçimde katılmıştır.. Post-Sovyet ülkelerinin bir kısmının ortak ekonomik alanda bir araya gelmesi için de en az on yıl gerekmiştir. Önce Gümrük Birliği, daha sonra ise ticaret alanında Avrasya Ekonomik Birliği kurulmuştur. Bu olayda Kazakistan Cumhuriyeti neredeyse lokomotif görevini üstlenmiştir.
2010 yılında Kazakistan’ın Avrupa Güvenlik ve İşbirliği Teşkilatı’na (AGİT) başkanlık etmesini ülkenin etkinliğinin kendine has bir biçimde tanınmasıdır. Yine de bu olaydan kısa bir süre sonra Kazakistan İslam İşbirliği Teşkilatı’na (İİT) başkanlık yapmıştır.
Astana’da İslam Konferansı Örgütü (İKÖ) unvanını ve formatını değiştirmiştir.
Yıllar geçtikçe Astana çeşitli düzeylerdeki çok sayıda uluslararası toplantı, oturum ve forumlara ev sahipliği yapmıştır. İş insanları ve finansçılar, yatırımcılar ile dünya ve geleneksel dinlerin önderleri, başbakanlar ve devlet başkanları… Tarafsız, çok yönlü politika odaklı Kazakistan, toplantılar ve görüşmeler, anlaşmalar yapılması ve beyannameler imzalanması için en uygun yer konumuna gelmiştir.
Kazakistan’ın elde ettiği başarılarla yetinmediğini belirtmek gerekir. Dış tarafsızlık ve barışseverliğine rağmen, ülke uluslararası arenada çağdaşlığın sorunları ile mücadelede uzlaşmacı olmayan bir tavrıyla da ünlenmiştir. Aynı zamanda “XXI. Yüzyılın sosyal vebası” olan uluslararası terörizm ve aşırıcılık ile mücadelede de kendini göstermiştir. Birleşmiş Milletler (BM) Genel Kurulu’nun 70. Dönem oturumunda konuşma yapan Kazakistan lideri Nursultan Nazarbayev, BM denetiminde bu tür radikal olaylara müdahale edilmesi için tek dünya ağı kurulmasını önermiştir.
Özetle, yola koyulduğunda oldukça mütevazı bir konumdaki Kazakistan’ın neredeyse çeyrek asır gibi rekor sayılabilecek bir süre zarfında diğer ülkelerin yüzyıl harcadığı bir gelişmeyi elde ettiğinin altını çizebiliriz. Böylesine bir başarının sırrı nedir?
Kazakistan lideri Nursultan Nazarbayev konuşmalarının birinde “Devletimiz, ABD veya Rusya gibi süper devlet statüsünde olma iddiasında değildir, fakat biz kendi olanaklarımız çerçevesinde dünyadaki olayların gidişatını etki ediyor, anlaşmazlıklar halinde tarafları barıştırmak adına aracılık yapıyor ve barışın korunmasını olanaklı kılan ve huzurlu kalkınma için ortam oluşturan bölgesel entegrasyona ilişkin girişimlerde bulunuyoruz.”
Her halde, bu cümle tam da Kazakistan politikasının en net ve kapsamlı tanımı sayılır.
Yorum yazarak Anayurt Gazetesi Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Anayurt Gazetesi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Haber ajansları tarafından servis edilen tüm haberler Anayurt Gazetesi editörlerinin hiçbir editöryel müdahalesi olmadan, ajans kanallarından geldiği şekliyle yayınlanmaktadır. Sitemize ajanslar üzerinden aktarılan haberlerin hukuki muhatabı Anayurt Gazetesi değil haberi geçen ajanstır.
Şimdi oturum açın, her yorumda isim ve e.posta yazma zahmetinden kurtulun. Oturum açmak için bir hesabınız yoksa, oluşturmak için buraya tıklayın.
Yorum yazarak Anayurt Gazetesi Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Anayurt Gazetesi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Haber ajansları tarafından servis edilen tüm haberler Anayurt Gazetesi editörlerinin hiçbir editöryel müdahalesi olmadan, ajans kanallarından geldiği şekliyle yayınlanmaktadır. Sitemize ajanslar üzerinden aktarılan haberlerin hukuki muhatabı Anayurt Gazetesi değil haberi geçen ajanstır.