Bu başlık 4 Mart günü Hürriyet’in Ankara ekinde bir doktorun beyanı. Ankara’da yaygın bir şekilde koronavirüsün İngiliz mutantı varmış ve çok hızlı bulaşıyormuş. Onun için “…artık daha fazla kuralcı” olmalıymışız. Kahkahalarla gülmek istedim. Nedeni aşağıda:
Seksenli yıllarda FORUM Dergisi için yazdığım bir yazı geldi aklıma: “Türk Nedir?”
FORUM Dergisinin 1979 krizinde çıkmaya başlayan “Yeni” versiyonunu bir anonim şirket olarak çıkarırdık. Beş ortaklı bir şirket: Prof. Aydın Yalçın, Mümin Erkunt, Yaşar Karayalçın, Osman Okyar ve ben.
Ayda bir FORUM toplantıları yapılırdı. Yazı kurulunda Ali Karaosmanoğlu, Orhan Morgil, Erdal Türkkan, Atilla Yayla, Mustafa Erdoğan gibi 30 – 50 yaş aralığında akademisyenler olduğunu hatırlıyorum. Çok zevk aldığım ve yararlandığım toplantıları hiç kaçırmazdım. Zaten işyerim Aydın Bey ve Nilüfer Hanım ile aynı binada idi: Bükreş Sokak No: 8 FORUM Dergisinin yazıhanesi ise aynı sokakta birkaç adım ötede idi. Üçümüz birlikte giderdik.
FORUM yazılarımı, yazmaya başlamadan 2-3 gün önce iyice tasarlar ve planlardım. Öyle daktilonun başına oturup yazıvermezdim. Nilüfer Hanım, bizlerin taahhüt ettiğimiz yazıları gününde Ömer’e (Kanburoğlu) teslim etmez isek, çok kızar ve ilk toplantıda çok ince bir üslupla mahcup ederdi. Aydın Bey dahil herkes Nilüfer Hanımdan çekinirdik.
“Türk Nedir?” yazısına bir türlü başlayamamıştım. Yazı bir gün sonra teslim edilecekti, ortada ne başlık vardı ne de bir plan. Var olan Nilüfer Hanım korkusu idi!
İlk ve son plansız-programsız FORUM yazım. Çok beğenilmişti.
Türk Nedir? başlığını attım ve başladım yazmaya.
Türk çok çalışkandır. Düşündüm ve çok daha çalışkanları hatırladım: Çinliler, Koreliler, Japonlar ve Almanlar. Vaz geçtim.
Türk güzeldir. Kadınlar güzel, erkekler yakışıklı. Aklıma Etiyopyalılar ve İskandinavlar gelince bundan da vaz geçtim.
Aklıma geldikçe yazıyordum (Akıllı, Zeki, kurnaz vd.) ve hep bir başka ülkenin insanlarının “daha” olduğuna karar veriyor, giderek canım sıkılıyordu. Hiç mi yoktu, Türk’ün de “Dünya Şampiyonu” olduğu bir konu?
Nihayet buldum! Diğerlerini eleye eleye konu kalmadı diye hayıflanmaya başlamış iken birden buldum, açık ara dünya birinciliğimizi: KURAL TANIMAMAK VE ÇİĞNEMEK.
Gerçekten, gördüğüm 94 ülkenin insanları arasında Türk kadar bilinçli olarak kural çiğneyen bir insana rastlamadım.
Bu tanımlamaya Kürt de dahil hatta bazen at başı biraz öne bile geçiyorlar.
İşte bu nedenle Hürriyet’e konuşan doktorun beyanına çok güldüm: “Artık daha fazla kuralcı olmalıyız.” Kuralcı değiliz ki, daha fazlasını olabilelim!
Ben olsam şöyle derdim: “Allah aşkına birazcık kurallara uyalım.”
O zaman, biraz kural çiğnemesek, “daha fazla” oluruz. SIFIRDAN daha fazla!
Yorum yazarak Anayurt Gazetesi Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Anayurt Gazetesi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Haber ajansları tarafından servis edilen tüm haberler Anayurt Gazetesi editörlerinin hiçbir editöryel müdahalesi olmadan, ajans kanallarından geldiği şekliyle yayınlanmaktadır. Sitemize ajanslar üzerinden aktarılan haberlerin hukuki muhatabı Anayurt Gazetesi değil haberi geçen ajanstır.
Şimdi oturum açın, her yorumda isim ve e.posta yazma zahmetinden kurtulun. Oturum açmak için bir hesabınız yoksa, oluşturmak için buraya tıklayın.
Yorum yazarak Anayurt Gazetesi Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Anayurt Gazetesi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Haber ajansları tarafından servis edilen tüm haberler Anayurt Gazetesi editörlerinin hiçbir editöryel müdahalesi olmadan, ajans kanallarından geldiği şekliyle yayınlanmaktadır. Sitemize ajanslar üzerinden aktarılan haberlerin hukuki muhatabı Anayurt Gazetesi değil haberi geçen ajanstır.