"Ben sporcunun zeki çevik ve aynı zamanda ahlaklısını severim" diyen Ulu önderimiz Mustafa Kemal Atatürk’ü yâd ederken aklıma neler gelmiyor ki…
Böyle mi olmamız gerekiyordu?
Toplumu ve gençliği spor kültürüyle yoğursaydık,
Birçok branşta Olimpiyat şampiyonu çıkarsaydık,
17 milyon gencimizi yeteneklerine göre yönlendirmiş olsaydık Olimpiyatları bize vermek için sıraya girerlerdi.
Her 10 Kasım’da bir başka oluyorum.
Sadece ben mi?
Türk olan her yurttaşımız, Dünya’daki her vatandaşımız her 10 Kasım’da aynı duyguda birleşip kenetlenmektedir.
Saat 9.05 geçe Türk’ün olduğu her yerde hayat durmaktadır.
Dünya’da uğruna can verilecek, böyle bir örnek hayat ne yaşandı ne de görüldü…
Dünya durdukça yaşayacak ve yaşatacağımız Ulu Önderimizi saygıyla selamlıyor, vatanımız için şehit olmuş her babayiğidi rahmetle anıyorum.
Yazacak o kadar çok şeyim var ki sayfalara sığmaz ama Türk sporunun durumu, geldiği nokta ve sporcularımızla ilgili hayallerimiz acaba Atamızın düşündüğü, olmasını istediği gibi mi?
Kesinlikle hayır.
Genelde kadın ve engelli sporcularımızın başarılarıyla Atamızı gururlandırdığına eminim.
Türk toplumu herkim olursa olsun yeteneklidir, zekidir diyen Atamızın hayal ettiği gibi her çocuk yetenekleri keşfedilerek yönlendirilmiş olsaydı farklı olurdu.
Bu kadar imkâna rağmen yapmamak için elimizden geleni hala yapıyoruz…
Tesadüflerle sporcu olmak farklı, Atamızın hayalindeki olması gereken şekliyle sporcuların yönlendirilmesi çok farklıdır.
Atamız spora, bilime ve sanata dair sözler söylerken bir anlamda toplumu terapi yapmıştır.
Örneğin; bir insana sürekli güzel olduğu söylenirse, kendisinin güzel olduğunu düşünür…
Söylemiş olduğu güzel sözler Türk toplumuna rehber olmuştur.
Gençler doğru yönlendirildiğinde çok şey başaracağına inanan Ulu Önderimizin mesajı yetersizliklere rağmen yerine ulaştı ki İstiklal Marşımız Dünyanın her yerinde okunmaktadır.
İsyanım yeterli olmamasındandır. Çünkü Türk gencinin yeteneği hala keşfedilmemiştir.
Geleceğimiz için Atamıza ve fikirlerine sımsıkı sarılmaya devam ederken, Türkiye’yi ortaçağ karanlığına sürüklemek isteyenlerin boş durmadığını bilmek gerekir.
Bazı siyasetçi ve ondan nemalananların “öküz altında buzağının aranması” misali Atamızın sözlerini yanlış anlatarak toplumdan soğutmaya çalışma taktiklerini görmek gerekir.
Sadece siyasetçilerimize değil toplum bilimci sosyolog, felsefecilerimize çok iş düşmektedir.
Atam rahat uyu, bir gün Türk toplumu hayal ettiğin yerde olacaktır…
Yorum yazarak Anayurt Gazetesi Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Anayurt Gazetesi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Haber ajansları tarafından servis edilen tüm haberler Anayurt Gazetesi editörlerinin hiçbir editöryel müdahalesi olmadan, ajans kanallarından geldiği şekliyle yayınlanmaktadır. Sitemize ajanslar üzerinden aktarılan haberlerin hukuki muhatabı Anayurt Gazetesi değil haberi geçen ajanstır.
Şimdi oturum açın, her yorumda isim ve e.posta yazma zahmetinden kurtulun. Oturum açmak için bir hesabınız yoksa, oluşturmak için buraya tıklayın.
Yorum yazarak Anayurt Gazetesi Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Anayurt Gazetesi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Haber ajansları tarafından servis edilen tüm haberler Anayurt Gazetesi editörlerinin hiçbir editöryel müdahalesi olmadan, ajans kanallarından geldiği şekliyle yayınlanmaktadır. Sitemize ajanslar üzerinden aktarılan haberlerin hukuki muhatabı Anayurt Gazetesi değil haberi geçen ajanstır.