“Decameron” ilk hikayeler kitabı, Giovanni Boccaccio’da dünya edebiyatının ilk hikayecisi sayılmaktadır. Tartışmalı olsa da Boccaccio aynı zamanda ilk roman yazarı olarak kabul edilir.
Giovanni Boccaccio 1349 yılında yazmaya başladığı Decameron Hikayeleri’ni 1352 yılında bitirir. 1370 yılında bir sene boyunca tekrar yazar. Hümanizmin öncüsü İtalyan şair, yazar bu değerli adamın orijinal yazıtları günümüze kadar koruna gelmiştir.
Büyük bir merakla edindiğim Boccaccio’nun Dekaremon’u iki ayrı yayınevinden yayınlanmış iki ayrı kitap olarak başucumdalar. Rönesans’ın göbeğinde yaşamış bu naif adamın hikayelerini büyük bir ilgiyle okuyorum. Veba salgını sırasında Floransa’dan uzaklaşan, yedi kadınla üç erkeğin, on gün boyunca birbirlerine anlattıkları kimisi neşeli kimisi hüzünlü gönül öykülerinden oluşuyor.
Yazar, gençliğinde tutulduğu karşı koyamadığı sevdasıyla yanarken; dostlarının ferahlatan avutucu sözleriyle oyalanır. Dekameron’da sevecen kadınların yürek derinlerinde utana sıkıla gizledikleri sevda ateşinin yakıcılığına avuntu olarak kaleme aldığı hikayeleriyle, üzüntülerine derman olmak ister. Bir nevi diyet öder.
Boccaccio, 1313 yılında İtalya Floransa'da toprak sahibi bir babanın evlilik dışı oğlu olarak doğar. Ticaret ve bankacılık eğitimi için Napoli'ye gönderilir. Altı yıl yaşadığı bu şehirde 21 yaşından sonra Hukuk okur. Grekçe öğrenir. Akdeniz kültürlerini inceler. Şiirler, öyküler yazar. Filostrato ve Teseida şiir çalışmalarını burada yapar. 1330 yılında sevgilisinden iki çocuğu olur. Veba salgını sonrası Floransa'ya döner. Esin kaynağı Dante’dir. Astronomi ve edebiyatla ilgilenir. Ameto’yu yazar. 1344’de kızı Violante doğar.
Latince yaşam öyküsünü yazdığı, dostu Petrarca ile Rönesans Hümanizminin temelini atarlar. Konuşma dilinde yazılan edebiyatı, antik çağ ve klasik eserlerin düzeyine yükseltirler. Eserleri arasında en fazla tanınanı Decameron’dur. Realizmi hisleri ve zekasıyla kullanan Boccaccio, Rönesans hümanizmi için oldukça fazla önem taşır.
Boccaccio, Decameron hikayelerine “Tanrının oğlunun insan kılığına girişinin 1348 yılında İtalya’nın ünlü kentlerinin en soylusu Floransa’da ölüm saçan bir veba salgını baş gösterdi” diye başlar. Uzun uzun vebanın şehri dönüştürdüğü acıklı hali anlatır. Koruyucu önlemler etkisiz kalmış, hastaların kentlere girişi yasaklanmış, çoğu tek başına başında kimsesiz dünyadan göçmüştür. Ölüler açılan kocaman çukurlara topyekûn gömülmektedir.
Kentin neredeyse bomboş kaldığı bir Salı sabahı, kutsal Santa Maria Novella Kilisesi’nde bir başına kalmış kent soylu genç kadınlar bir araya gelirler. Kendilerine yoldaşlık edecek akıllı, güvenebilecekler üç genç adamla birlikte Floransa’dan uzaklaşırlar. Ölülerine dua ederken, zamanlarını değerli kılmak için, hikayeler anlatırlar.
Giovanni Boccaccio, kitabının son sözünde bir de öz eleştiri yapar; “Anlatılanların dışında bir şey yazamazdım. Yazmamam gerekirdi. Anlatanlar başka şeyler anlatmış olsalardı, ben daha güzel öyküler yazmış olurdum” diyerek, kusurlarının bağışlanmasını diler.
Floransa Belediye Meclisi’nde, elçiliklerde yüksek görevlen üstlenen Boccacio, son yıllarını hastalıkla geçirir. Obezite yakasına yapışmıştır. 21 Aralık 1375'de hayata veda eder.
İtalyan Edebiyatının üç büyüğü vardır. Dante, Petroka ve Boccaccio. Onun büyük eseri Decameron için Dante’nin ölmez eseri İlahi Komedya’ya öykünerek “İnsani Komedya” denmektedir.
Fiammetta’ya olan aşkının ateşini yazdığı şiirlerle dindirmeye çalışan Gıovanni Boccaccio dermanını mısralarında ararken; Edebiyat Dünyası’na, İtalyanca düz yazı öyküleriyle Orta Çağ'ın dini konuları yerine, günlük olaylarını, dönemin aşk hikayelerini naif bir dille anlattığı Decameron’u armağan eder.
Yorum yazarak Anayurt Gazetesi Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Anayurt Gazetesi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Haber ajansları tarafından servis edilen tüm haberler Anayurt Gazetesi editörlerinin hiçbir editöryel müdahalesi olmadan, ajans kanallarından geldiği şekliyle yayınlanmaktadır. Sitemize ajanslar üzerinden aktarılan haberlerin hukuki muhatabı Anayurt Gazetesi değil haberi geçen ajanstır.
Şimdi oturum açın, her yorumda isim ve e.posta yazma zahmetinden kurtulun. Oturum açmak için bir hesabınız yoksa, oluşturmak için buraya tıklayın.
Yorum yazarak Anayurt Gazetesi Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Anayurt Gazetesi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Haber ajansları tarafından servis edilen tüm haberler Anayurt Gazetesi editörlerinin hiçbir editöryel müdahalesi olmadan, ajans kanallarından geldiği şekliyle yayınlanmaktadır. Sitemize ajanslar üzerinden aktarılan haberlerin hukuki muhatabı Anayurt Gazetesi değil haberi geçen ajanstır.