Ardahan bağımsız milletvekili Öztürk Yılmaz önderliğinde siyasi hayata adım atan “HEPİMİZ BURADAYIZ” hareketi 17 Kasım Pazar günü İstanbul’da düzenlenen toplantıda bir bildiri yayınladı. Türkiye’nin geleceğine ışık tutan bu bildiriyi her Türk yurttaşının okuması gerektiğini düşündüğüm için buraya aldım:
19 Mayıs 1919’da başlayan milli mücadelenin 100. Yılında, yeniden çok yönlü bir saldırıya maruz kalan Türkiye Cumhuriyeti’nin vatandaşları olarak asil Türk Milletine çağrımızdır.
Yüce Atatürk’ün kurduğu ve halkımızın sahiplendiği Türkiye Cumhuriyeti’nin geleceği tehlikededir.
Yakın zaman içinde rejim kökten değişmiş, halkımız ayrıştırılmış, fakirleştirilmiş, özgürlüğü elinden alınmış ve zaten kısıtlı olan demokrasimiz tamamen ortadan kaldırılmıştır.
Büyük Türk Milleti alt kimliklere bölünmüş, halkı birleştireceği iddiasında olan siyasi partiler bile alt kimlik siyasetiyle toplumu parçalamış ve kavgalı hale getirmiştir.
Bugün ne devletin adaletinden, demokratik karakterinden ve kurumsallığından, ne de halkımızın zenginliğinden, özgürlüğünden ve bütünlüğünden söz edilebilir.
Cumhuriyetimizin bütün ekonomik değerleri tek tek yabancılara ve yandaşlara peşkeş çekilmiş ve halen çekilmektedir.
Milyonlarca işsizler ordusu, yüz binlerce atanamayan öğretmen, geleceği konusunda umutsuz milyonlarca genç, kredi borcunu ödeyemeyen milyonlarca vatandaş, iflas eden sayısız şirket, yüksek vergi ve zamların altında ezilen milyonlarca yurttaş, kadın cinayetleri, EYT’li mağdurlar, açlık sınırının altında yaşayan 10 milyondan fazla emekli ve yoksulluk sınırının altında yaşayan milyonlarca çalışan sorunlarına çözüm beklerken, birilerinin kamu kaynaklarını bencilce ve şahsi çıkarları için saçıp savurması ve sorunların çözümüne kayıtsız kalması bizleri çileden çıkarmaktadır. Bu düzen adaletsizdir ve baştan aşağı değişmelidir.
Türkiye, jeostratejik konumu, doğal ve insan kaynakları açısından bir hazinenin üzerine oturmuş olmasına rağmen, içinde bulunduğu mevcut yapısıyla maalesef büyük potansiyeliyle eşdeğer bir üretim yapamamakta, gençlerine güzel bir gelecek hazırlayamamakta, teknoloji üretememekte, dijitalleşme çağının gereğini yapamamakta, kaynak ve insan kitlesinin envanterini bilmemekte ve yönetememektedir. Bu durum ise, Türkiye’yi iç ve dış borç sarmalıyla boğmakta, iğneden ipliğe ithalatçı politikalara mahkum kılmaktadır. Hal böyle olunca, ülkemiz teknolojide, gıdada, ilaçta, araçta, enerjide, savunma sanayinde ve pek çok diğer alanda ithalatçı ve tüketici bir ülke sınıfına sokulmuştur. Bu yüzyıl yüksek teknolojiyi, ilacı, iletişimi, enerjiyi, gıdayı ve silahı elinde bulunduranların dünyaya hükmedecekleri bir yüzyıl olacaktır. Ancak, ne hükümet ne de muhalefet bu durumun ciddiyetinin farkında değildir.
Öte yandan, yolsuzluk, yoksulluk, adam kayırma, eşitsizlik,ayrımcılık ve adaletsizlik hiçbir dönemle kıyaslanamayacak kadar yaygınlaşmış ve sıradan hale dönüşmüştür. Şeffaflık ve hesap verme tarih olmuştur. Güçlüler, güçsüzleri ezmekte, sosyal barış ve adalet iyice yok olmaktadır.
İktidar ve muhalefette yer alan partiler, ülkemizin ve halkımızın gerçek gündeminden uzak, faydasız tartışmalar içindedir. Siyaset aynılaşmıştır. İktidar ve muhalefet el birliğiyle ülkeyi zora sokmuştur. Siyasette koltuk ve rant kavgası, ülke ve millet için verilen kavganın önüne geçmiştir. Kin ve nefret dili ile yalan ve iftira siyaset kültürü haline dönüşmüştür.
Ülkede halkı bilgilendirmesi gereken medya da ikiye bölünmüş ve halkımız üzerinde algı manipülasyonları yapılmaktadır. İktidar ve muhalefet medyası, mevcut kilitlenmeyi aşabilecek fikirlere ve kişilere özellikle yer vermeyerek bu sorumluluğa ortak olmaktadır.
Gelinen aşamada ne iktidar ne de muhalefet ülkemizi içine sürüklendiği çıkmazdan kurtarabilecek bir vizyona sahip değildir.
Artık sözün bittiği noktadayız. Geçmişimize, tarihimize ve her şeyden önce Yüce Atatürk’ün manevi mirasına ve ideallerine aykırı olan bu durumun sürdürülmesi mümkün değildir. Herkesin düşündüğü ama cesaret edip söyleyemediği konuları hep birlikte çözme zamanı gelmiştir. Köklü değişiklikler yaparak modern, demokratik, güçlü ve güvenli Türkiye’nin inşası mümkündür. Halkımızın ihtiyaç ve özlem duyduğu da budur.
O nedenle Hepimiz Buradayız oluşumu, ülkesi ve milleti için deli olanların, cesur yüreklilerin, yurt severlik damarı şaha kalkmış bilgelerin oluşumudur.
Büyük Türk Milleti tarihin her döneminde içeride düzen ve barışı sağladığında, dünyada lider olmuş ve tarihin akışına yön vermiştir.
Bu tarihi görevi hep birlikte, omuz omuza sırtlanmamız gerekmektedir. Bu, bir tercih değil, artık mecburiyettir. Hepimiz Buradayız oluşumu bundan böyle vatandaşlarımızın ortak sesi ve milli irademizin simgesidir. Çanakkale ruhu ve Kuvayı Milliye ruhunun bugünkü temsilcisi, tam bağımsız milli bir çıkıştır.
Bu yapı, klasik bir siyasi partiden beklenen misyonun çok ötesinde tarihi bir görev üstlenecektir. Bu oluşum, ortak aklı ve devlet aklını kullanarak, şahsi çıkarlar ve parti yandaşlarının çıkarları için değil, bütün vatandaşlarımızın ve Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin çıkarı ve selameti için yola çıkmıştır. Bu oluşum, halkımızı ortak bir ideal etrafında birleştirerek, devrim niteliğinde, yeni bir vizyonla partileşecektir.
Yorum yazarak Anayurt Gazetesi Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Anayurt Gazetesi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Haber ajansları tarafından servis edilen tüm haberler Anayurt Gazetesi editörlerinin hiçbir editöryel müdahalesi olmadan, ajans kanallarından geldiği şekliyle yayınlanmaktadır. Sitemize ajanslar üzerinden aktarılan haberlerin hukuki muhatabı Anayurt Gazetesi değil haberi geçen ajanstır.
Şimdi oturum açın, her yorumda isim ve e.posta yazma zahmetinden kurtulun. Oturum açmak için bir hesabınız yoksa, oluşturmak için buraya tıklayın.
Yorum yazarak Anayurt Gazetesi Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Anayurt Gazetesi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Haber ajansları tarafından servis edilen tüm haberler Anayurt Gazetesi editörlerinin hiçbir editöryel müdahalesi olmadan, ajans kanallarından geldiği şekliyle yayınlanmaktadır. Sitemize ajanslar üzerinden aktarılan haberlerin hukuki muhatabı Anayurt Gazetesi değil haberi geçen ajanstır.