Günlük siyaset yerine neden farklı konuları yazıyorum?
Yakında çıkacak bir kitabımda bunları örnekleri ile açıklayacağım.
Şöyle bir ipucu vereyim.
Cesur bir kere ölür korkak her gün ölür.
Ayrıca kedi kitabı yazmış biri olarak kedilerin önemini biliyorum.
Kediler yeryüzünün en gizemli canlılarıdır.
Çok yoğun biçimde araştırma yapılmasına karşın bazı özellikleri çözülememiştir.
Kalp krizlerine ve kan dolaşımlarına etkileri gizemini koruyor.
1400 yıldır orucu nelerin bozduğu üzerinde ortak bir fikir üretemeyen, kandiller, selalar, 7’ler,40’lar, 52’ler uydurarak ölenin ailesinin yaşamını cehenneme çeviren Müslümanların diğer canlılar konusundaki bilgiler batının ürettikleriyle sınırlı.
Örneğin kediyi özelliklerinden dolayı değil de Hazreti Muhammed’in ona ilgisinden dolayı sever görünüyorlar.
Batı için ise kedi çok önemli ve anlaşılması gereken bir canlı.
Bazı kediler ve başka hayvanlar akrabalarını kokusundan tanıyor.
Onlar hakkında ne düşündükleri ise başka bir sorun…
Yetişkin olarak tekrar bir araya gelen kardeş köpeklerden, kurtarıldıktan sonra Tayland’da annesiyle yeniden buluşan file kadar hayvanların kavuşması hakkında kalpleri ısıtan bol miktarda video var.
Ama hayvanlar akrabalarını gerçekten tanıyor mu?
Örneğin gözümüzün önünde büyüyen kedi ailelerinde çocuklar çevrelerindekilerin büyükanne veya büyükbabası olduğunu anlıyor mu?
İngiltere’deki Bristol Üniversitesi kedi davranışları uzmanı John Bradshaw, çoğu evcil hayvanın olasılıkla asla büyükanne veya büyükbabasıyla karşılaşmayacağını söylüyor.
Sokak kedisi kolonileri ise “büyükanneler, kızları ve onların yavrularından oluşan farklı kuşaklardan dişiler arasındaki dayanışma üzerine kurulu oluyor,” diyor.
Erkek kediler yavru yetiştirme işine karışmıyor.
Ancak Bradshaw; “anneden ayrı düşen yavruların kısa sürede ona ait anılarını unuttuğunu ve birleşmeleri durumunda tanıyamadıklarını” da ekliyor
Annesi veya büyükannesiyle hayatının daha ileriki bir döneminde yeniden karşılaşan bir kediye kokuları tanıdık geliyor olabilir.
Ancak büyük olasılıkla onları bizim anladığımız anlamda aile olarak görmüyor.
Buna eski tanışıklık adı veriliyor.
Kedilerin ve diğer hayvanların birbirlerini tanımakta kullandığı bir başka yöntem ise fenotip eşleşme olarak biliniyor.
Burada, özel koku gibi aileye ait nitelikler genç yaşta öğreniliyor ve daha sonra başka hayvanlarla kıyaslama yapmada kullanılacak referans oluşturuluyor.
“Böylece hayvanlar, kuzen ya da baba tarafından üvey kardeş gibi daha önce hiç görmedikleri akrabalarını onlarla büyümedikleri halde ‘tanıyor,’” diyor Chicago Üniversitesi’nden Jill Mateo.
Bazı hayvanlar akrabalarını tanımak zorunda çünkü hayatta kalmak ya da üremek için onlara ihtiyaçları var.
Örneğin Mateo, Belding yer sincabının kış uykusu sırasında aylarca ayrı kalsalar bile kardeşlerinin kokusunu yeniden öğrenebildiklerini saptadı.
Bu durum Belding yer sincabı kız kardeşler arasında özellikle önemli, çünkü yaşadıkları Kaliforniya'da yırtıcılara karşı korunmak için birlikte hareket ediyorlar.
Bazı hayvanlar ise akraba ilişkisinden ve bundan doğacak yavrulardan kaçınmak için ailelerini tanımak zorunda oluyor.
Araştırmalar, dişi sokak kedilerinin erkek akrabalarını onlarla çiftleşmelerini engelleyecek kadar tanımalarının nedeninin de tam bu olduğunu gösteriyor.
Aile fertlerini kokusundan tanıyan birçok hayvan aynı zamanda görüntü ve sesi de tanıma yolu olarak kullanılıyor.
Yine Chicago Üniversitesi’nden Jason Bruck, Balinaların 20 yıllık ayrılığın ardından bile akrabalarının ve hatta akraba olmayan yunusların kişisel ıslıklarını anımsadığını ortaya çıkardı.
Hayvan kavuşması videolarına gelince, gerçekten birbirlerini tanıdıkları doğru.
Ama tüm hayvanlar tepkilerini bu kadar açıkça göstermiyor.
Kedilerin de akrabalarını tanıdığını ama belli etmediği var sayılıyor.
Tokyo Üniversitesi’nde yapılan bir araştırma, evcil kedilerin sahiplerinin sesini diğer insanların seslerinden ayırt ettiğini ama hiç umursamadıklarını gösteriyor.
Eh… ne de olsa kedi…
Yorum yazarak Anayurt Gazetesi Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Anayurt Gazetesi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Haber ajansları tarafından servis edilen tüm haberler Anayurt Gazetesi editörlerinin hiçbir editöryel müdahalesi olmadan, ajans kanallarından geldiği şekliyle yayınlanmaktadır. Sitemize ajanslar üzerinden aktarılan haberlerin hukuki muhatabı Anayurt Gazetesi değil haberi geçen ajanstır.
Şimdi oturum açın, her yorumda isim ve e.posta yazma zahmetinden kurtulun. Oturum açmak için bir hesabınız yoksa, oluşturmak için buraya tıklayın.
Yorum yazarak Anayurt Gazetesi Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Anayurt Gazetesi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Haber ajansları tarafından servis edilen tüm haberler Anayurt Gazetesi editörlerinin hiçbir editöryel müdahalesi olmadan, ajans kanallarından geldiği şekliyle yayınlanmaktadır. Sitemize ajanslar üzerinden aktarılan haberlerin hukuki muhatabı Anayurt Gazetesi değil haberi geçen ajanstır.
Yorumlar
(3)Nefret kötü birşey - Bilgiden, araştırmaktan bahsediyorsun gören de seni karşı düşüncelere açık, olgun biri zanneder ama müslümanlara olan kinini kedi ile kusacak kadar basitsin.
Hep aynısınız - Yazının girişinde müslümanlara sataşıp cahil diyorsun. Gavurlardan toplama bilgilerle kitap yazıp kendini biriey sanıyorsun.
Caner Özdemir - https:www.nationalgeographic.com.trkediler-akrabalarini-taniyabiliyor-mu
Kaynak göstermeyi unuttunuz sanırım...
Yazılan yorumlardan Anayurt Gazetesi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz. Sitemizin Topluluk Kurallarına uymayan yorumlar yayınlanmaz. Yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz.
Haber ajansları tarafından servis edilen tüm haberler Anayurt Gazetesi editörlerinin hiçbir editöryel müdahalesi olmadan, ajans kanallarından geldiği şekliyle yayınlanmaktadır. Sitemize ajanslar üzerinden aktarılan haberlerin hukuki muhatabı Anayurt Gazetesi değil haberi geçen ajanstır.