“Ey Dünya İnsanları HEPİNİZ TÜRKSÜNÜZ” adlı kitabın yazarı Gene D. Matlock’un kaynaklarından birisi de Murat Hacı ve eserleri. Matlock derin Türk Tarihine öyle bir dalmış ve öylesine etkilenmiş ki Dünya insanlarının hepsini Türk yapmış. Ben onun görüşünü şöyle düzeltiyorum: Ey Dünya İnsanları Hepiniz (Biraz) Türksünüz.
On bin yıldan önce Turan da Tarım Uygarlığını başlatan ve budunlaşan (kavimleşen) Türk’ün uygarlığı Dünyayı yönetip ve Uygarlığı yaygınlaştırırken illeştirerek (devletler çatısında toplayarak) kavimleştirdiği Dünya insanlarından söz ediyoruz. Yönetici Türkler azınlıkta idiler. Uygarlıklarını aşılayarak, dillerini etkileyerek, inançlarını öğreterek çoğunluk içinde eriyip gittiler. Ama izleri kaldı.
İşte Matlock bu izleri gördü ve ondan yanlış sonuçlar çıkardı. Yine de çalışması değerlidir ve okunmalıdır, diyorum.
Bu yazımda Murat Hacı’nın eski Türk inancı ile ilgili görüşlerini aktarmak istiyorum.
Murat Hacı Rusya Federasyonu yurttaşı Kumuk Türklerinden bir derin bilgindir. TÜRKLER VE SAKLI DÜNYA TARİHİ adlı eserinin altı başlığı şöyle: “Türkler Dünyaya Gök-Tanrı İnancını Getirmiştir.”
Gök-Tanrı arasındaki belirtiyi (-) ben koyuyorum. Çünkü Göktanrı diye yazılıp söylendiğinde sanki bir de Yertanrı veya başkaları varmış sanılıyor. Gerçekte ise Gök ve Tanrı BİR’dir. Tanrı (Tengri veya Tegri veya Dingir) hem Yaratıcıyı hem de Sonsuz Gök’ü anlatır.
Bu gerçeği Murat Hacı şöyle anlatıyor: “Onların (Türklerin) dini Gök-Tanrıya inanca dayanıyordu. Dillerinde TENGRİ sonsuz Gök anlamına geliyordu.
Budizm, Çaynizm, Zerdüşlük, Mani, Musevi dinleri dönemlerinde kendiliğinden oluşmadı. Onlar Türk inancının dallarıydı. Bu dinlerin kurucuları Türk inancını bulundukları ortamda yaşayan insanların bildikleri dil, belgi ve kavramlarla anlatıyorlardı. Bundan dolayı dinlerin temel değerleri birbirine benzer. Araştırmacılar bu duruma şaşırır ama açıklayamazlar. Türk Tarihini bilmeden bu durum açıklanamaz.
Dinlerin kaynağı bütün Dünya da tekdir. Bunu bilginler onaylar. İran’ın en eski kutsal kitabı Avesta da dinlerin kaynağının tek olduğu yazılıdır.
Hindistan da “Mahabharata” yani Bharat soyu ile ilgili destan Naglarla ilgili bilgiler verir. Onlar Kuzey den gelmişlerdir. Onlar Kurt derili insanlardır.
Mahabharata Altay’ı onu görenlerin anlatımıyla anlatıyor. Altay mutluluk veren kutsal ülkedir.
Altaylılar yalnızca GÖK-TANRI ya tapınan ve Töre (adalet) ile Erdemi yaşayışlarının temeline koyan insanlardır. Onlar ak-adamlardır. Onlar TANRI’nın seçtiği kişilerdir. Onlar sonsuz ışıklar saçan TEK-TANRI’ya inanıyorlardı. İnançları Altay gibi ışıklı ve ak-pak idi. İnançları gönüllerinden çıkıyordu, gönülden inanıyorlardı.
Hintliler “Pracnyaparamit” destanını Türkler aldıklarını biliyorlar. Bu destan Hintliler için İncil veya Kuran gibi kutsaldır. Bu kitap derinlerden gelen bilincin ve bilginin toplamıdır. Bu kitabı sadece belli bir bilgi düzeyine erişmiş olanlar okuyabilir. Ötekiler bundaki yüksek düşünceleri kavrayamazlar. Bu kitaptaki konuların bir kısmı İncil ve Kuranda da vardır.
Hindistan yerlilerinin BUDA’yı Şakyamıni yani Türk Tanrısı olarak adlandırmaları da ilginçtir. Türkler ise Tengri-Burkan yani Tanrı’nın Elçisi diyorlardı. Bugün de BUDA’nın yüzü Altaylı biçiminde yapılır.”
Hindistan da kurulan Türk Kuşan Hanlığının büyük Kan’ı (Hanı) Erke Kan için Murat Hacı’nın yazdıklarını kısaltarak vererek bu yazıyı tamamlayalım:
“Kan Erke 78 yılında tahta çıktı, 23 yıl yönetimde kaldı. Erke Kan adına basılan sikkelerde Kan-Erke diye yazılıyor. O başarılı bir yönetici olmanın yanında bir düşünür ve şairdir. Onun asıl silahları kılıç ve ok-yay değil, sözleriydi. Sesi güzeldi; güzel ve etkili konuşuyordu. Onu saatlerce dinlemeye doyamıyorlardı.
Kan-Erke’yi başka bir yazıda anlatmalıyız.
Yorum yazarak Anayurt Gazetesi Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Anayurt Gazetesi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Haber ajansları tarafından servis edilen tüm haberler Anayurt Gazetesi editörlerinin hiçbir editöryel müdahalesi olmadan, ajans kanallarından geldiği şekliyle yayınlanmaktadır. Sitemize ajanslar üzerinden aktarılan haberlerin hukuki muhatabı Anayurt Gazetesi değil haberi geçen ajanstır.
Şimdi oturum açın, her yorumda isim ve e.posta yazma zahmetinden kurtulun. Oturum açmak için bir hesabınız yoksa, oluşturmak için buraya tıklayın.
Yorum yazarak Anayurt Gazetesi Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Anayurt Gazetesi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Haber ajansları tarafından servis edilen tüm haberler Anayurt Gazetesi editörlerinin hiçbir editöryel müdahalesi olmadan, ajans kanallarından geldiği şekliyle yayınlanmaktadır. Sitemize ajanslar üzerinden aktarılan haberlerin hukuki muhatabı Anayurt Gazetesi değil haberi geçen ajanstır.