Ergenekon davasından beri Yargı sistemimiz her gün medyada sorgulanıyor, yargıçlar ve savcılar eleştiriliyor hatta suçlanıyorlar.
Ben bugün yargının üçüncü unsuru olan avukatlarımızı mercek altına almak ve birkaç gün önce tebellüğ ettiğim bir Baro Başkanlığı kararını Türkiye Barolar Birliği Başkanlığının dikkatine sunmak istiyorum.
Bir avukat hakkında bağlı bulunduğu ilin Baro Başkanlığına şikayet dilekçesi vermiştim. Tarih: 30 Ekim 2013. Baro Başkanlığı 1 Ekim 2014 tarihinde “Disiplin Kovuşturması açılmasına gerek görülmedi” diye bir karar almış. Karar 31 Ekimde yazılmış. Ben 11 Aralıkta tebellüğ ettim. Yargı sistemimizin her üç unsuru da kağnı hızını aşamıyor.
Şikayetin konusu, avukatın bir alacak davasında olumsuz bilirkişi raporuna süresi içinde itiraz etmediği için davanın kaybedilmiş olması idi.
Baro Başkanlığı, üyesi olan avukata sormuş, bilirkişi raporuna neden itiraz etmediğini. Avukatın savunmasını, bana tebliğ ettiği kararında özetledikleri şekliyle tırnak içinde veriyorum: “… bilirkişilerin görüşlerine 24.12.2012 tarihli dilekçesi ile itiraz edildiğini… rapora itiraz edememesinin bir kasıttan değil, kapıcı Hatem’in özensiz davranışından olduğunu, raporun kapıcı Hatem’e tebliğ edildiğini, onun da unuttuğunu, tebliğ tarihinin ise 24 Nisan 2013 olup kendisinin öğrenme tarihinin 13 Mayıs 2013 olduğunu ancak şikayetçinin haksız, gerekçesiz ve keyfi azil kararı buna fırsat vermediğini, şikayetçinin azil işlemini yapmaması halinde Bodrum’da düzenlenen raporun yasal olmadığını, Yargıtay Kararı ile kesinleşmiş olgulara karşı bilirkişi incelemesi yapılamayacağını duruşmada açıklayarak davayı lehe çevirebileceğini…” 13.5.2013’te rapor, 24.12.2012’de itiraz ???
Şikayetçi (ben) bu avukatı 21 Haziran 2013 günü başka bir davada vekil edenine danışmadan bir miktar tahsilat yapıp davalı tarafı ibra ettiği için azletmişti. Açıklanan gerekçe ‘ibra’ idi.
Şimdi tarihlere bakalım: Bilirkişi Raporu’nun kapıcı Hatem’e tebliğ edildiği tarih: 24 Nisan. Hatem’in zarfı avukata teslim ettiği tarih 13 Mayıs 2013. Ancak bu işlemin belgesi yok. 3 Mayıs da olabilir. 13 Mayıs’ta rapora itiraz süresi (15 gün) dolmuş oluyor. Yine de sorumlu bir hukukçu hemen hakime gider, mazeret beyan eder ve itiraz dilekçesini verirdi. Vermiyor. Bekliyor. Neyi? Belli değil. Azilname ise 13 Mayıs’tan 40 gün sonra, 21 Haziranda geliyor.
Baro Başkanlığı, bu savunmayı kabul ediyor. Şikayetçinin; bilirkişi raporuna itiraz edilmediği için kaybedilen dava ile ilgili olarak da nasıl olsa Yargıtay’dan bozma kararı çıkar, beklentisi ile, “herhangi bir zararın doğmamış olduğu sonuç ve kanaatine varılmakla… hakkında disiplin kovuşturması açılmasına yer olmadığına (oy birliği ile) karar” veriyor. Bu kararın altında sekiz avukatın imzası var. Dosya 400 küsur gündür Yargıtay’da ! Bekliyoruz…
Bir başka avukatı değişik dosyalarda mahkemeye sık sık ve yazılı olarak yalan beyanda bulunduğu için İstanbul Barosuna şikayet etmiştim. Dünyanın en büyük barolarından biri olmakla övünen İstanbul Baro Başkanlığından da benzeri bir karar çıkmıştı, 20 ayda !
Biraz daha geri giderek, 2002 yılında bir başka avukatı mahkemeye yalan beyanda bulunduğu için savcılığa suç duyurusu dilekçesi sunmuştum. Dilekçeyi havale eden savcının gülerek söylediklerini hiç unutmuyorum. “Aman Mehmet Bey, avukat bu, tabii yalan söyler, yazar.”
Hukukçu bir İngiliz arkadaşıma sormuştum, “İngiltere’de avukatlar yalan beyanda bulunurlar mı” diye. Cevap, “Kanıtlandığı an meslekten çıkarılırlar” olmuştu.
Hatem’e, gelen tebligatları tebellüğ etme yetkisi veren avukata soruyorum: Arabanı bakıma götürdüğün servistekilerin özensiz çalışmalarından dolayı bir kazaya uğrar ya da sebebiyet verirsen ne yaparsın? Anahtar sözcükler: Hatem’in Özensiz Davranışları.
Yorum yazarak Anayurt Gazetesi Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Anayurt Gazetesi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Haber ajansları tarafından servis edilen tüm haberler Anayurt Gazetesi editörlerinin hiçbir editöryel müdahalesi olmadan, ajans kanallarından geldiği şekliyle yayınlanmaktadır. Sitemize ajanslar üzerinden aktarılan haberlerin hukuki muhatabı Anayurt Gazetesi değil haberi geçen ajanstır.
Şimdi oturum açın, her yorumda isim ve e.posta yazma zahmetinden kurtulun. Oturum açmak için bir hesabınız yoksa, oluşturmak için buraya tıklayın.
Yorum yazarak Anayurt Gazetesi Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Anayurt Gazetesi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Haber ajansları tarafından servis edilen tüm haberler Anayurt Gazetesi editörlerinin hiçbir editöryel müdahalesi olmadan, ajans kanallarından geldiği şekliyle yayınlanmaktadır. Sitemize ajanslar üzerinden aktarılan haberlerin hukuki muhatabı Anayurt Gazetesi değil haberi geçen ajanstır.