Bu ülkede gençler ne zaman "BAĞIMSIZ TÜRKİYE" diye yollara dökülüp eylem yapmaya kalksalar, karşılarında milliyetçilerle dincileri bulmuşlardır.
"Bağımsız Türkiye" yürüyüşlerindekilere vurulan coplar, cumhuriyet düşmanı eylemlere katılanlara vurulanlardan daha sert ve acımasız olmuştur.
Bağımsızlık isteyenlere nedense, çok hızlı bir şekilde "komünist" damgası vurulmuştur.
16 Şubat 1969 pazar günü Taksim Meydan'ında Amerikan 6.Filoya karşı yapılan ve 40 bine yakın işçi ve öğrencinin katıldığı "Emperyalizme karşı Mustafa Kemal" yürüyüşüne saldırılmıştı.
"Kahrolsun komünistler, Müslüman Türkiye" sloganlarıyla saldıranlar, Duran Erdoğan ve Ali Turgut Aytaç adlı işçileri öldürmüş, iki yüz kişiden fazla kişiyi de yaralamışlardı.
Bu olay tarihe KANLI PAZAR olarak geçti.
Mustafa Kemal için yapılan yürüyüşe saldıran uşşak kere uşşak aşağılık yaratıklar ise ortadan kayboldular.
Polis de onları bir türlü bulamadı. Bulmamaları için emir almışlardı.
Kimsenin komünizm falan istediği yoktu.
Gençlik ve işçiler, Mustafa Kemal'in önderliğindeki kurtuluş savaşı sonunda elde edilen kazanımların yitirilmesini istemiyorlardı.
Milliyetçiler ve dinciler de işte bu görüşe karşıydılar.
Eğer birileri çıkıp da : - Yok böyle bir şey, neden karşı olsunlar, derse;
Bağımsızlık mitinglerine yapılan saldırıların nedenlerini de açıklamak zorundadır.
Vahdettin-Damat Ferit çizgisini aşamamış milliyetçilik, Mustafa Kemal yolcularının başlarına yıllarca bela olmuştur. Kulluğa alışanlara yurttaşlık iki numara büyük geldi.
Arkalarında kimler vardı ?
ABD ve yerli işbirlikçileri. Sonradan buna AB ülkeleri de eklendi.
Uşaklığı ve köpekliği fazilet sanan ahmaklar, kışkırtıcıların da etkisiyle yüzlerce gencin yaşamını söndürdüler.
Türkiye'nin bugün geldiği noktaya bakıldığında, Çanakkale'den başlayarak yurtları için ölenlerin kanlarının yerde kaldığı görülür.
Özgürlük ve bağımsızlık için, bayrağımızın onurunu koruma uğruna yok olan kuşaklar, IMF'in emir-komuta zincirine bağlı, ABD ve AB 'nin oyuncağı bir Türkiye için ölmüş olabilirler mi?
Türkiye'de sağ, bağımsızlık düşmanı eylemleriyle, sadece yüzlerce gencin ölmesine neden olmamış, her geçen gün ilerleyen ekonomik tutsaklığımız için emperyalistlerin elini de güçlendirmiştir.
Türkiye halkı, dine savaş açan, PKK'ya destek veren solu nasıl defterinden sildiyse, çok yakında kendilerini yıllardır milliyetçi diye yutturan işbirlikçilerin, Tanrı’yı kandırma aracı yapanların üzerlerine İPTAL damgasını vuracaktır.
Bununla da yetinmeyecek, yıllardır inanç sahiplerini dindarlık maskesi takarak kandıranların da defterlerini dürüp tarihin çöplüğüne yollayacaktır.
Bu ülkenin medyası olmayı hak etmeyen iki yüzlülerin çabası da bu gelişmeyi önlemeye yetmeyecektir.
Yalan yıldırım gibi gider, gerçek ise kaplumbağa hızıyla ilerler ama mutlaka hedefine ulaşır.
Ve daha önceden yıldırım gibi gelen yalan girecek delik arar.
Ciddi bir analiz yapılırsa, Türk sağının sağla ilgisi olmadığı, solunun da sol ilkelerden habersiz olduğu saptanır.
Sağcılık ve solculuğu yıllardır kavga etmek için aracı yapanlar sonunda ülkeyi bölünme noktasına getirdiler.
Avrupa’ya sadece göz ucuyla baksalar sağ ve solun ortak paydasının ülke çıkarları olduğunu görecekler.
Türkiye’de ülke çıkarları ilk 100 içine bile girmiyor.
“Bal tutan parmağını yalar” sözüne dört elle sarılanların ideolojileri olamaz.
“Çalıyor ama çalışıyor” sözü ise namussuzluğun sloganıdır.
Yorum yazarak Anayurt Gazetesi Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Anayurt Gazetesi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Haber ajansları tarafından servis edilen tüm haberler Anayurt Gazetesi editörlerinin hiçbir editöryel müdahalesi olmadan, ajans kanallarından geldiği şekliyle yayınlanmaktadır. Sitemize ajanslar üzerinden aktarılan haberlerin hukuki muhatabı Anayurt Gazetesi değil haberi geçen ajanstır.
Şimdi oturum açın, her yorumda isim ve e.posta yazma zahmetinden kurtulun. Oturum açmak için bir hesabınız yoksa, oluşturmak için buraya tıklayın.
Yorum yazarak Anayurt Gazetesi Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Anayurt Gazetesi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Haber ajansları tarafından servis edilen tüm haberler Anayurt Gazetesi editörlerinin hiçbir editöryel müdahalesi olmadan, ajans kanallarından geldiği şekliyle yayınlanmaktadır. Sitemize ajanslar üzerinden aktarılan haberlerin hukuki muhatabı Anayurt Gazetesi değil haberi geçen ajanstır.