2019 yılında Milli Egemenlik ve Çocuk Bayramımızı sisli bir ortamda kutluyoruz.
14 Mayıs 1950 günü Türkiye’de pirüpak (tertemiz) bir seçim yapıldı. Sorunsuz bir iktidar değişikliği gerçekleşti. Yeni iktidarın gündeminde öncelikli olarak iki konu vardı: Ülkenin güvenliği (kuzey komşu aç kurtlar gibi gözlerini Boğazlara dikmişti, ortak yönetim istiyordu) ve ekonomi.
Tarımda üretim çok düşüktü, kişi başına tüm göstergeler 1938-1939’dan daha düşüktü. 1938’e kadar kurulan yirmi küsur fabrika dışında sanayi diye bir varlığımız yoktu. Hükümet 1948 yılında yeni fabrika kuramadığı için şeker tüketimini kısmak için fiyatlara % 60 zam yapmıştı.
Türkiye 1952 yılında NATO üyesi oldu ve bu ittifak içinde güvenliğini sağladı, silahlı kuvvetlerini güçlendirdi.
On yıl sonra Demokrat Parti iktidarı, seçimle değil, darbe ile yıkıldığında on yılda toplam bitkisel üretim 14 milyon 700 bin tondan 34 milyon 950 bin tona çıkarılmıştı. Tarımda büyüme mucizevi bir dünya rekoru idi: On yılda % 123. Sanayide tüketilen elektrik 509 milyon kwsaatten 1 milyar 752 milyon kwsaate çıkmıştı. Sanayide büyüme: % 244.
14 Mayıs 1950 seçiminden sonra 27 Mayıs darbesine kadar iki seçim yapılmıştı. 1954 seçimleri de pirüpak gerçekleşmişti. 1957 yılında Başbakan, yerel desteği kaybetmiş bazı milletvekillerini kırmamak için demokrasiden bir adım uzaklaşmış ve 25 ilin adaylarını Genel Merkez belirlemişti. Cezasını ödedi ve 25 ilin 19’unu kaybetti, başkent Ankara dahil.
Daha sonra tüm seçimler ya askeri rejim ortamında yapılmış ya da küçük-büyük adımlarla demokrasiden uzaklaşılmıştır. 1980 rejiminin icat ettiği % 10 baraj hala geçerlidir.
Türkiye 31 Mart seçimi gibi bir seçimi hiçbir zaman yaşamadı ve umarım bir daha yaşamaz.
Önce, hemen belirteyim seçim derin bir ekonomik kriz içinde yapıldı. Faizler çok yüksek, enflasyon, özellikle gıda sektöründe çok çok yüksek, işsizlik ise zirvede ve artmaya devam ediyor. Türkiye soğan ve patates üretemez noktaya geldi. Çürümüş soğan ithal ediyoruz.
17 yılık iktidar mükemmel olduğunu vurgulayarak övündüğü seçim sisteminin şikayetçisi oldu. Kanuni yolsuzluklar yapıldığını iddia etti. Aynı iktidar sözcüsü (Genel Başkan Yardımcısı Ali İhsan Yavuz) bir yanda seçimi en yüksek oy (% 52) ile kazandıklarını ilan edip övünürken öte yanda İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı seçiminde büyük yolsuzluklar olduğu için üç bavul delil ile YSK’ya olağanüstü başvuruda bulundu.
Ancak nedense aynı sandık kurulları ile yapılan ve Cumhur İttifakının, Millet İttifakı adaylarından daha fazla oy çıkardığı ilçe belediye başkanlığı, il genel ve belediye meclisi seçimlerinde bir yolsuzluk olmamış. Kazanırsan pirüpak, kaybedersen murdar bir seçim oldu.
AKP’nin küçük ortağının Genel Başkanı bir ‘Beka Sorunu’ konusuna takıldı ve orada kaldı. Son beyanı: İstanbul seçiminin yenilenesi beka sorunu imiş. Oysa AKP Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı, “Kızgın demiri soğutalım” dedi ve Cumhuriyet İttifakından bahsetti.
Seçimden sonra 21 gün geçti: Gündemde iki konu vardı: YSK’nın itirazlar karşısında vereceği karar ile işsizlik, özellikle genç işsizlik. 21 Nisan günü üçüncü bir konu oluştu: Kılıçdaroğlu’na saldırı.
Saldırıdan sonra olanlar, Milli Savunma Bakanı’nın Kılıçdaroğlu ve yanındakilerin sığındıkları evin etrafından ayrılmayan ve evin yakılması için sloganlar atan saldırganlara, “Verdiğiniz mesajı aldık. Haydi artık dağılın” şeklinde konuşması, olayın üstüne acı biber gibi geldi.
“23 Nisan 1920’nin 99’uncu yıldönümünde Türkiye nereye koşuyor?” Cevabını bilmiyorum. Bahçeli’nin beyanlarını ise hiç anlayamıyorum.
Yorum yazarak Anayurt Gazetesi Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Anayurt Gazetesi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Haber ajansları tarafından servis edilen tüm haberler Anayurt Gazetesi editörlerinin hiçbir editöryel müdahalesi olmadan, ajans kanallarından geldiği şekliyle yayınlanmaktadır. Sitemize ajanslar üzerinden aktarılan haberlerin hukuki muhatabı Anayurt Gazetesi değil haberi geçen ajanstır.
Şimdi oturum açın, her yorumda isim ve e.posta yazma zahmetinden kurtulun. Oturum açmak için bir hesabınız yoksa, oluşturmak için buraya tıklayın.
Yorum yazarak Anayurt Gazetesi Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Anayurt Gazetesi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Haber ajansları tarafından servis edilen tüm haberler Anayurt Gazetesi editörlerinin hiçbir editöryel müdahalesi olmadan, ajans kanallarından geldiği şekliyle yayınlanmaktadır. Sitemize ajanslar üzerinden aktarılan haberlerin hukuki muhatabı Anayurt Gazetesi değil haberi geçen ajanstır.