2020 yılı ile birlikte dünya yeni bir döneme giriyor. Bu yıl küresel güç mücadelesi veya küresel paylaşım kavgasında her ülke konumunu belirleyecek gibi görüyor. İngiltere’nin AB’den ayrılması sonucu küresel, bölgemiz ve Avrupa bağlamında nasıl konuşlanacağı önemli. Hatta bunun ipuçlarını da ortaya çıkan krizlerde vermeye başladı. Avrupa’da Fransa – Almanya rekabeti ya da Almanya’nın ekonomik ve siyasi hakimiyeti AB’nin nasıl bir konum alacağını da belirleyecek. Kimler arasında seçim yapacak. Eski kıta küresel bir güç oluşturamayacağından bunlardan birini seçmek durumunda kalacak.
Aynı şekilde Rusya yeni döneme hazırlanırken Doğu Akdeniz ve Orta Doğu’da ülkemizi Stratejik bir müttefik olarak seçti. Bunun devam edip etmeyeceğini göreceğiz. Çin ABD’nin denizler ve su yolları üzerinde kurduğu kontrolden kurtulmak için bir yol bir kuşak projesini devreye sokmuş ve uygulamaya başlamıştır. ABD küresel liderlik mücadelesine hem bölgesel çapta hem de küresel ölçekte devam etmektedir.
Küresel mücadele devam ederken ülkeler de bu mücadeleye uygun olarak kendi içlerini dizayn etmekte ve mücadele için içeride birlik ve beraberlik sağlayacak düzenlemeler yapmaktadırlar. Yönetim sistemlerinde, anayasalarında, iç hukukta bir takım düzenlemelere gitmektedirler. Bu düzenlemeler yeni siyasetçilerin, yeni yöneticilerin ve önümüzdeki dönemdeki zorlu mücadeleyi yürüteceklerin ortaya çıkmasını ve görevlendirilmesini de kapsamaktadır.
Türkiye olarak biz bu mücadeleyi yürütmeye hazır mıyız? Bu mücadeleyi yürütebilecek kadrolarımız var mı? Bu mücadelenin gerektirdiği hazırlıkları yapacak kadromuz ne alemde? Söz konusu mücadelenin gerektirdiği iç bütünlüğünü sağlayabilecek miyiz? Yoksa kavga etmeye, gereksiz tartışmalarla vakit geçirip yeni düzende de kenara mı itileceğiz? Bu çağı da mı ıskalayacağız?
İçerdeki bölünmüşlüğü, kutuplaşmayı önleyebilecek miyiz? Yoksa şu anda yaptığımız gibi birbirimizi ötekileştirip kavgamı edeceğiz? Toplumu kutuplaştırıp birbirinin üzerine mi salacağız. Bütün bu kavgaları, kutuplaşmayı ve aptalca tartışmaları bir kenara bırakıp kenetlenmiş, yeni çağı yakalamaya azmetmiş bir ortam yaratmalıyız. Bu dönemde siyasetçilerin en kritik görevi bu olmalıdır. Aksi tutum ya da bu günkü yaklaşım bizi 21’inci yüzyılın dışına atacaktır. Peki nedir sorun? Niye bu kadar kendimiz gibi düşünmeyenleri ötekileştiriyoruz? Neden onlara hain damgası vuruyoruz?
Bu topraklarda daha fazla kök salmak, gelecek nesillere refah ve huzurlu bir yaşam bırakmak istiyorsak gereksiz tartışmalardan kaçınmak ve bunları ısıtıp ısıtıp toplumun önüne koymamalıyız. Başka bir konu yokmuş gibi inançları, kanaatleri, yaşam biçimini, etnisiteyi tartışıyoruz. Bunları değiştirme imkanımız var mı? O halde değiştiremeyeceğimiz konuları neden fertlere, onların vicdanlarına bırakmıyoruz. Yöneticilere, siyasetçilere ne insanların seçimlerinden, kafasındakilerden, inançlarından, etnisitelerinden. Kimseye zarar vermediği sürece diğerlerini, yönetimi rahatsız eden nedir ki?
Şunu açık ve net olarak belirteyim. Tek düze ve aynı şeyleri düşünen bir toplum yaratamazsınız. Bir defa bu insanın yaradılışına aykırı. Mutlaka ufak ya da büyük farklılıklar olacaktır. Bir arada yaşamanın yolu bütün farklılıklara saygı göstermek, hele devlet olarak bunlara hiç müdahale etmemektir. Eğitim yolu ile olsa dahi. 21’inci yüzyılı yakalama, küresel ve bölgesel mücadelede uygun konumlanma için kenetlenmiş ve orta çağda kalmış tartışmaları geride bırakmış bir ortama ihtiyacımız olduğunun bilincinde miyiz?
Yorum yazarak Anayurt Gazetesi Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Anayurt Gazetesi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Haber ajansları tarafından servis edilen tüm haberler Anayurt Gazetesi editörlerinin hiçbir editöryel müdahalesi olmadan, ajans kanallarından geldiği şekliyle yayınlanmaktadır. Sitemize ajanslar üzerinden aktarılan haberlerin hukuki muhatabı Anayurt Gazetesi değil haberi geçen ajanstır.
Şimdi oturum açın, her yorumda isim ve e.posta yazma zahmetinden kurtulun. Oturum açmak için bir hesabınız yoksa, oluşturmak için buraya tıklayın.
Yorum yazarak Anayurt Gazetesi Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Anayurt Gazetesi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Haber ajansları tarafından servis edilen tüm haberler Anayurt Gazetesi editörlerinin hiçbir editöryel müdahalesi olmadan, ajans kanallarından geldiği şekliyle yayınlanmaktadır. Sitemize ajanslar üzerinden aktarılan haberlerin hukuki muhatabı Anayurt Gazetesi değil haberi geçen ajanstır.